ALBASTI / UYKU FELCİ
Bak şimdi, pek korkunç bir hikaye anlatacağım. Arkana yaslan, tutun bir yerlere fena bir hikaye geliyor sana. Çocukken
ödüm kopardı anlatacağım şeyden, çok korkardım, şaka yapmıyorum sırf bu sebepten uyumak
istemedim geceleri hatırlıyorum. Çünkü hep ama hep gece olurdu mevzu. Sibel ile
aynı odada kalırdık, bakardım kardeş ohh mışıl mışıl uyuyor, bende gözler far
görmüş kedi gibi. İtiraf ediyorum, kısakanırdım melekler gibi uyuyan kardeşimi,
bu niye bana oluyor diye.
Anadolu'da “al bastı” veya “karabasan”
derler adına. Hani hatırlıyor musun
Lilith’i anlattığım yazıda da bahsetmiştim bundan.
İsmi çeşit çeşit olan bu durum ile bendeniz çocukken tanıştı.
Tam uykuya dalarken, yani tam o uyku ile uyanırlılık arasındaki halde iken,
birden tüm bedenini kaplayan bir ağırlık çökerdi üstüme. Bu öyle bir ağırlıktı ki, parmağımın ucunu dahi oynatamazdım. Ben ancak nefes alışlarımı
hızlandırarak yanımdakini uyandırmaya çalışırdım. Zaten başka da bir şey yapmak
mümkün olmazdı.
Dediğim gibi daha küçükken tanıştığım Al Bastı, bazen
aylarca uğramaz bazen de birkaç gece üst üste gelirdi. Çok sık olmadığı ilk zamanlarda ve kendim
de uydurduğumu sandığım için, aileme hiçbir şey söylememiştim. Ama ailesine
söylemeyen ben ne yaptım? Gittim 11-12 yaşlarındaki, yaşıtlarımla konuştum.
Aman Allahım! Konuşmaz olaydım meğer neler neler varmış benim arkadaşlarda! Dinledikçe bende bir ufuk bir ufuk görmen lazım, ufkumun
açılmasından kapanamayacağım neredeyse. Cinlerden giriyoruz, şeytandan çıkıyoruz. Bunların kaşını gözünü kuyruğunu boynuzunu falan anlatıyor benimkiler, sanırsın sabah akşam beraberler. Dinlerken çok heyecanlı amma lakin eve gidipte gece olunca fena. Zaten ödlek olan ben artık neredeyse tuvalete gitmeye korkar hale
geliyorum. Her an bi yerden, yeşil bi yaratık çıkacak veya biri arkamdan
tıslayarak “seni götürmeye geldim” diyecek diye.
İş içinden çıkılmaz bir hale gelince anneme anlatmıştım,
şaşırmadı ve kolay dedi yastığımın altına bir makas koydu, birkaç gece benimle
uyudu. Hatırlıyor musun Lilith’i anlatırken, loğusa kadınlara gelmesin diye
yastıklarının altına bıçak veya makas konulduğundan bahsetmiştim.
Aslına bakarsan hikaye eski, Lilith’e kadar gidiyor. Anadolu’da
ve tüm Türk boylarında “albastı” dan bahsediliyor. Türklerin İslam’dan önceki
dini olan Şamanizm’de bol bol bahsediliyor Albastı’dan... Albastı’ya dair bilgileri
okudukça şaşkınlığım arttı çünkü bu durum Şamanizm ile sanırlı değil, Kuzey
ülkelerinden, Avrupa ülkelerinden, Meksika, Hindistan, Çin, Japonya’ya kadar
birçok kültürde ve hatta neredeyse Dünya’nın tüm kültürlerinde değişik
isimlerle yer alıyor. Ve çare neredeyse aynı makas bıçak gibi kesici bir alet
veya dualar, muskalar. Tevekkeli değil annemde ilk öğrendiğinde hemen
yastığımın altına makas koymuştu.
İşin bilimsel kısmına gelirsek, bu duruma “uyku felci” diyor uzmanlar. Uyurken, rüyada gördüklerimizi bedenimiz aynen yapmasın diye, beyin
REM uykusunda iken, sinirlere sinyal gönderen birçok yeri kapatıyor imiş. İşte
uyku felci bu halde iken oluyormuş. Yani REM uykusundan uyanık duruma geçse de
beden, felcin devam etmesiyle oluyor imiş. Dolayısıyla bilincin açıkken hareket
kabiliyetin sıfırlanıyor imiş.
Vallahi bende şahidim :) gerçekten zihnin açık, bilincin yerinde oluyor ama bedeninin hiçbir yerini bir
milim kımıldatamıyorsun.
Al Bastı veya Uyku felci, adı her ne ise ilginç bir deneyim.
Bedenin özgürce hareket edebilmesinin ne büyük bir nimet olduğunu hatırlatan, beden
ve beyin senkronizasyonunun ne kadar önemli olduğunu anlatan bir deneyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder