24 Nisan 2013 Çarşamba



BÜYÜK AYI VE KÜÇÜK AYI TAKIM YILDIZININ HİKAYESİ

Gökyüzü… Gizemlerle dolu, o gizemli karanlığın neleri barındırdığını çok az bildiğimiz gökyüzü… Gündüz ayrı gece ayrı sihriyle bizlere eşlik eden Gök kubbe, her anımızda bizimle… Farkında olsak da olmasak da bizimle, kaderimizle… Gökte ne varsa yerde de o vardır der astrologlar. Bana çok yakın gelen bir söylemdir…

Ve elbette mitoloji… Gökyüzü baba  toprak ana ile başlayan mitoloji… Ve mitolojik hikayeler, efsaneler… Tanrıların Tanrıçaların ölçüsü çoğu kez kaçan öfkeleri, kendi aralarında savaşları, insan oğlu ve insan kızlarıyla ilişkileri…. Çok zengin bir dünya çookkk…

Gökyüzünün en çok bilinenlerinden biri küçük ve büyük ayı takımyıldızları. Bu ikisinin mitolojik hikayesini de çok severim ve bugün onların hikayesinden bahsetmek istedim. Birkaç farklı versiyonu anlatılır, en bilindik olanı ise Artemis ile başlayandır. Artemis, Baş Tanrı Zeus’un kızıdır ve av Tanrıçasıdır. Aynı zamanda bebeklerin ve doğumlarının koruyucusudur. Apollon’un da ikiz kız kardeşidir.

Artemis, Tanrıçaların rahibesidir, yani evlenmeyecektir, erkeklerle ilişki kurmayacaktır. Kendisine bağlı, kendisiyle birlikte avlanan Nymph’lerle yaşar. Nymphler, Türkçe'ye “peri” olarak geçirilmiştir, ölümsüz değillerdir ancak balımsı özel bir besinle beslendiklerinden hem çok uzun yaşarlar hem de hep genç kalırlar. Onlarında Artemis gibi yeminleri vardır erkeklerden uzak duracaklarına dair. Çok güzeldirler, kim bilir belki de peri gibi güzel lafı o günlerden bugünlere gelmiştir.

Her neyse, biz hikayemize geri dönelim. Artemis’in perilerinden biri, ki o da çok güzel bir kızdır, Arcadia Kralının kızı Callisto’dur. Callisto da avcılığa düşkündür ve erken yaşlarından itibaren Artemis’in perilerine katılmıştır. Hatta Artemis’in yakın arkadaşı olmuştur, Artemis’in gözdelerinden biri olmuştur. Bir gün Zeus Castillo’yu görür ve görür görmez de aşık olur. Hoş, bu Zeus her gördüğü varlığa anında aşık oluyor. Aşık Zeus, yemininden dolayı Castillo’ya gerçek yüzünü göstermez ve Artemis kılığına bürünür. Gelenin Artemis olduğunu sanan Castillo’da hiçbir şeyden şüphelenmez. Hamile olduğunu anladığında anlar durumu ve bu kez de hamileliğini Artemis’ten saklamaya çalışır. Bir oğlan doğurması ile artık Artemis’ten gizleyemez sırrını. Öfkeden deliye dönen Artemis, Castillo’yu tüm yalvarmalarına karşın bir ayıya çevirir. Kendileri av Tanrıçası ya kızdığını da avlanılacak hayvan şekline sokuyor. Büyük bir ayıya dönüşen Castillo ormanda yaşamaya başlıyor… Günler geçiyor ve bu arada doğurduğu oğlu da büyüyor, genç ve yakışıklı bir adam haline geliyor. Bir gün yine avlanmaya çıkan oğul Arkas, ormanda annesi ile yani ayıya dönüşen Castillo ile karşılaşır. Oğlunu tanıyan ve kaçmaya çalışan Castillo’ya oklar yağdıran Arkas tam onu vuracakken, hala ona aşık olan Zeus aniden beliriyor ve Arkas’ın elinden oklarını yayını alıp, her ikisini de gökyüzüne yerleştiriyor. Anneyi simgeleyen daha büyük olan takım yıldızına Büyük Ayı diğerine de küçük ayı takımyıldızları diyoruz bugün.







        
Her iki takımyıldızı da berrak gecelerde çok net görülürler.

Hikayenin tamamlanması ise denizlerin Tanrısı Poseidon ile oluyor. Öfkesi dinmeyen Artemis (bazı yazılarda bu Hera’dır) kardeşi Poseidon’dan Callisto ve oğlu Arkas’ın okyanuslara hiçbir zaman alınmamasını ister, Poseidon kabul eder. İşte bu yüzdendir ki, gecenin ilerleyen saatlerinde büyük ve küçük ayı takımyıldızları yavaş yavaş aşağı doğru kayar ama deniz seviyesine geldiğinde aniden kaybolur.

Şu ana dek anlattıklarım işin efsane hikaye kısmıydı ki itiraf edeyim en çok bunlara bayılıyorum J

Gelelim, takımyıldızlarının daha tarihsel (yazılı), daha bilimsel açıklamasına. Berrak gökyüzünde çıplak gözle çok net görülüyorlar, hatta eski zamanlarda kuzey Yıldızı’nın kolayca bulunmasında faydalanıldığından özellikle denizciler ve askerler tarafından çokça takip edilmiş. Toplam yedi yıldızdan oluşur. Bu haliyle bir cezveye yakınında ki diğer yıldızlarla birlikte ise şekli bir ayıyı andırır. Yakınındaki daha az sayıda yıldızın olduğu ve yine aynı şekli gösteren takım yıldızı da küçük ayı ismiyle anılır.

Büyük ayı ve küçük ayı takım yıldızlarının yazılı varlığı ilk Homeros’un İlyada’sı ile başlıyor. Sonraları Yunandan  Araba, Latinten Mısır'a, Hinte kadar birçok  uygarlıkta incelenmiş…

Şimdi gökyüzüne bakıyorum, ay yuvarlak, pırıl pırıl ve sanki elimi uzatsam yakalayacakmışım kadar yakın… Büyüleyici... Belki de şu an yarın ki tutulmaya hazırlanıyordur kendileri… Yazık ki yıldız göremiyorum, şehirde yaşamanın bedeli gökyüzünü layıkıyla görememek…Bu ışık yansımaları yüzünden UFO gelse göremeyeceğiz neredeyse…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GİTME Bİ YERE Tanıştığımızda yazın ilk ayıydı. Küçük bir odada kalorifer peteğinin önünde masmavi bakıyordun bana.         ...