GERÇEKTE ARADIĞIN?
- Sana bir haberim var
- Evet?
- Altı aydır biriyle beraberim.
- Heyecanlı değil gibisin, doğru mu anlıyorum?
- Değilim, aşık da değilim, birlikteyiz işte
- Nasıl hissediyorsun onun yanında?
- Kendim gibi... olduğum gibi...
- Bu sence iyi değil mi? Düşünsene kaç kişinin yanında
kendimiz olabiliyoruz?
- İyi elbette, beni çok önemsiyor, el üstünde tutuyor, gerçekten
sevildiğimi dibine kadar hissettiriyor
- Ama?
- Ama yeterli değil. Yetmiyor...
- Peki, ona karşı ne hissediyorsun?
- Dediğim gibi aşık değilim, seviyorum onu... Mesela
özleyeceğimi hiç düşünmezdim, iki gündür ayrıyız ve çok özledim onu şimdiden...
- Onunla birlikte olduğun süre içinde hiç hasta oldun mu?
- Evet, hatta yatmam gerekti bir hafta işe falan da
gidemedim.
- O ne yaptı, sen hasta iken?
- Yanımdan hiç ayrılmadı, ilaçlarımı bile o takip ediyordu,
gece uyandığımda ateşimi ölçerken yakalıyordum onu.
- İşinde, ailende herhangi bir sıkıntı yaşadığında, kendini
kötü hissettiğinde ne yapıyor, nasıl davranıyor?
- Konuşuyoruz, anlatıyorum dinliyor, biz zaten sürekli
konuşuruz, o anlatır ben anlatırım hep anlatacak birşeyler buluyoruz.
- Bir ilişkiden ne beklersin? Neleri yaşarsan kendini iyi hissedersin?
- Bilmiyorum... yani tamam seviyor, ilgileniyor.. da...
- Evet?
- Ben yanımda güçlü bir adam istiyorum.
- Güç derken tam
olarak ne demek istiyorsun? Kimdir güçlü adam?
- Güçlü işte, üniversite mezunu, sözü dinlenen, çok iyi bir
kariyeri olan, işi olan, parası olan
- Bunlara neden ihtiyaç duyuyorsun?
- Ben ihtiyaç duymuyorum, böyle birini yanımda istiyorum
diyorum.
- Neden yanında böyle birinin varlığına ihtiyaç duyuyorsun?
- Çünkü mantıklı bir insanım, her zaman mantığımı dinledim.
Öyle duygulara aşka falan da inanmıyorum. Sevgilim, yüksek okul mezunu ben
üniversite mezunuyum. Benim kazandığımın yarısını kazanıyor. Mantığım olmaz
diyor, bunun için mi bekledin diyor... Ve ben çok mantıklı akıllı biriyim. En
az kendi standartlarımda birini istiyorum.
- Hiç düşündün mü? Bu gerçekten senin mantığının isteği mi? Sen
gerçekten bunu mu tercih ediyorsun?
- Nasıl yani?
- Bazen bizim isteğimiz olduğunu sandığımız şeyler aslında
bize öğretilenlerdir, ailemizden arkadaşlarımızdan öğretmenlerimizden
öğrendiklerimizdir. Bu öğrendiklerimizi o kadar bizim sanarız ki, gerçekten ne
istediğimizi unuturuz. Ve aslında başkalarının doğrularını isteklerini arar
dururuz.
- Olabilir... Bilmiyorum... Ama sonuçta içime sinmiyor.
Bence bu benim isteğim... En az kendi standartlarımda olmalı yanımdaki...
- Bu düşüncelerini onunla paylaştın mı? Biliyor mu onun
hakkındaki fikrini?
- Söylersem yıkılır, çok kötü olur... O yüzden arayı
soğutup, uzak davranıp kendiliğinden bitmesini bekleyeceğim.
- Vayyy egoya bak, demek sen standartlarıma uymuyorsun
dediğinde yıkılacağını hayata küseceğini düşünüyorsun.
- evet evet hem bunun egoyla ne ilgisi var, üzülmesin diye
yapıyorum ben bunu.
- Bunu sana yaptıran egon, sana muhtaç olduğunu sanıyorsun.
Oysa bizler hiçbirşeye muhtaç değiliz, üzülürüz kırılırız ağlarız ve geçer.
Geçer... o kadar... Ona karşı dürüst de değilsin, o bir ilişki yaşadığını
zannederken sen ayrılmanın planlarını yapıyorsun. Sence başucunda ilaçlarını
veren, seni dinleyen, önemseyen, seven birine bunu yapmalı mısın? Hakkını
yemiyor musun onun?
- Hiç böyle düşünmemiştim, ben sadece onu korumaya
çalışıyordum
- Koruduğun kendin olmayasın?
Bu gerçek bir sohbetten aktardığım diyologlardır. Birkaç
yerini sohbetini paylaşan kişiye saygımdan değiştirdim, onun izniyle yazıyorum ama
konunun özü buydu.
Bir ilişkiyi neden isteriz? Ne olursa gerçekten kendimizi
tam ve bütün hissederiz? İhtiyaçlarımızı karşılamak için mi istiyoruz sevgiliyi
yoksa bir olmak için mi?
Mutluluk nedir? Neler gerçekleştiğinde mutluyum deriz? Neler
olursa kendimizi güvende hissederiz? Başkalarının hayallerinin peşinde mi koşuyoruz?
Kendi dünyamızı yaratmaktan neden bu kadar uzağız? Hayal kuracak
yaratıcılığımıza ne oldu?
Sahi hiç düşündün mü, neden yaşıyorsun yaşadığın ilişkiyi? Ya
da yoksa bir ilişkin ve arıyorsan, gerçekte nedir aradığın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder