9 Haziran 2015 Salı



GERÇEKTE ARADIĞIN?


- Sana bir haberim var
- Evet?
- Altı aydır biriyle beraberim.
- Heyecanlı değil gibisin, doğru mu anlıyorum?
- Değilim, aşık da değilim, birlikteyiz işte
- Nasıl hissediyorsun onun yanında?
- Kendim gibi... olduğum gibi...
- Bu sence iyi değil mi? Düşünsene kaç kişinin yanında kendimiz olabiliyoruz?
- İyi elbette, beni çok önemsiyor, el üstünde tutuyor, gerçekten sevildiğimi dibine kadar hissettiriyor
- Ama?
- Ama yeterli değil. Yetmiyor...
- Peki, ona karşı ne hissediyorsun?
- Dediğim gibi aşık değilim, seviyorum onu... Mesela özleyeceğimi hiç düşünmezdim, iki gündür ayrıyız ve çok özledim onu şimdiden...
- Onunla birlikte olduğun süre içinde hiç hasta oldun mu?
- Evet, hatta yatmam gerekti bir hafta işe falan da gidemedim.
- O ne yaptı, sen hasta iken?
- Yanımdan hiç ayrılmadı, ilaçlarımı bile o takip ediyordu, gece uyandığımda ateşimi ölçerken yakalıyordum onu.
- İşinde, ailende herhangi bir sıkıntı yaşadığında, kendini kötü hissettiğinde ne yapıyor, nasıl davranıyor?
- Konuşuyoruz, anlatıyorum dinliyor, biz zaten sürekli konuşuruz, o anlatır ben anlatırım hep anlatacak birşeyler buluyoruz.
- Bir ilişkiden ne beklersin? Neleri yaşarsan kendini iyi hissedersin?
- Bilmiyorum... yani tamam seviyor, ilgileniyor.. da...
- Evet?
- Ben yanımda güçlü bir adam istiyorum.
-  Güç derken tam olarak ne demek istiyorsun? Kimdir güçlü adam?
- Güçlü işte, üniversite mezunu, sözü dinlenen, çok iyi bir kariyeri olan, işi olan, parası olan
- Bunlara neden ihtiyaç duyuyorsun?
- Ben ihtiyaç duymuyorum, böyle birini yanımda istiyorum diyorum.
- Neden yanında böyle birinin varlığına ihtiyaç duyuyorsun?
- Çünkü mantıklı bir insanım, her zaman mantığımı dinledim. Öyle duygulara aşka falan da inanmıyorum. Sevgilim, yüksek okul mezunu ben üniversite mezunuyum. Benim kazandığımın yarısını kazanıyor. Mantığım olmaz diyor, bunun için mi bekledin diyor... Ve ben çok mantıklı akıllı biriyim. En az kendi standartlarımda birini istiyorum.
- Hiç düşündün mü? Bu gerçekten senin mantığının isteği mi? Sen gerçekten bunu mu tercih ediyorsun?
- Nasıl yani?
- Bazen bizim isteğimiz olduğunu sandığımız şeyler aslında bize öğretilenlerdir, ailemizden arkadaşlarımızdan öğretmenlerimizden öğrendiklerimizdir. Bu öğrendiklerimizi o kadar bizim sanarız ki, gerçekten ne istediğimizi unuturuz. Ve aslında başkalarının doğrularını isteklerini arar dururuz.
- Olabilir... Bilmiyorum... Ama sonuçta içime sinmiyor. Bence bu benim isteğim... En az kendi standartlarımda olmalı yanımdaki...
- Bu düşüncelerini onunla paylaştın mı? Biliyor mu onun hakkındaki fikrini?
- Söylersem yıkılır, çok kötü olur... O yüzden arayı soğutup, uzak davranıp kendiliğinden bitmesini bekleyeceğim.
- Vayyy egoya bak, demek sen standartlarıma uymuyorsun dediğinde yıkılacağını hayata küseceğini düşünüyorsun.
- evet evet hem bunun egoyla ne ilgisi var, üzülmesin diye yapıyorum ben bunu.
- Bunu sana yaptıran egon, sana muhtaç olduğunu sanıyorsun. Oysa bizler hiçbirşeye muhtaç değiliz, üzülürüz kırılırız ağlarız ve geçer. Geçer... o kadar... Ona karşı dürüst de değilsin, o bir ilişki yaşadığını zannederken sen ayrılmanın planlarını yapıyorsun. Sence başucunda ilaçlarını veren, seni dinleyen, önemseyen, seven birine bunu yapmalı mısın? Hakkını yemiyor musun onun?
- Hiç böyle düşünmemiştim, ben sadece onu korumaya çalışıyordum
- Koruduğun kendin olmayasın?

Bu gerçek bir sohbetten aktardığım diyologlardır. Birkaç yerini sohbetini paylaşan kişiye saygımdan değiştirdim, onun izniyle yazıyorum ama konunun özü buydu.

Bir ilişkiyi neden isteriz? Ne olursa gerçekten kendimizi tam ve bütün hissederiz? İhtiyaçlarımızı karşılamak için mi istiyoruz sevgiliyi yoksa bir olmak için mi?

Mutluluk nedir? Neler gerçekleştiğinde mutluyum deriz? Neler olursa kendimizi güvende hissederiz? Başkalarının hayallerinin peşinde mi koşuyoruz? Kendi dünyamızı yaratmaktan neden bu kadar uzağız? Hayal kuracak yaratıcılığımıza ne oldu?


Sahi hiç düşündün mü, neden yaşıyorsun yaşadığın ilişkiyi? Ya da yoksa bir ilişkin ve arıyorsan, gerçekte nedir aradığın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GİTME Bİ YERE Tanıştığımızda yazın ilk ayıydı. Küçük bir odada kalorifer peteğinin önünde masmavi bakıyordun bana.         ...