19 Aralık 2012 Çarşamba


KENDİNİ TANIMAK ÜZERİNE...

                                                               Sen kendin tüm evrendeki herkes kadar,
                                               Kendi sevgi ve şefkatini hakediyorsun.
                                               Buddha                              
Hırsla sigarandan bir nefes çekiyor, gözlerin uzakta kendi kendine söylenircesine “bunun intikamını alacağım, bu onun yanına kar kalmayacak” diyorsun.  O kadar kinlenmişsin ki, geçmişsin öfkeyi, nefrete, kine, alacağın intikamın hırsına dönüşmüşsün. Verseler sana onu o anda, bir kaşık suda boğmak neymiş göstereceksin el aleme. Sigarını içindeki tüm hırsla içtiğinden kısacık sürede bitiriyorsun ve o an ne yaptığını bilmediğinden hemen ardından ikinciyi yakıyorsun. Oysa sen iki sigarayı asla üst üste içemezdin. Niye ben diyorsun, niye ben, niye yaşıyorum bunları?
Sahi neden yaşıyorsun bu delici kini, nefreti, hırsı? Neden hep seni buluyor bu insanlar, olaylar?
Kişi kişinin aynasıdır derler. Yani sen tüm duygu düşünce deneyimlerin ile her ne isen, karşındakinde de onları buluyorsun. Başkalarında en çok eleştirdiğin, beğenmediğin, söylendiğin ne varsa,  bir bak bakalım sende ne kadarı var? Bırak başkalarını önce kendini tanı, anla. Yeterince sevilmemek ise derdin, önce kendine dürüst ol ve kendini ne kadar sevdiğini, gerçekten ne kadar ve nasıl sevdiğini düşün. Kendini tüm varlığınla, olduğun gibi kabul ediyor ve seviyor musun? Saygı görmemekse üzüntün, kendi öz varlığına ne kadar saygı duyduğunu düşün. Saygın olmayı hak edip etmediğini düşün, sence sen saygıyı hak ediyor musun? Aldatılıyorsan eğer, kendine verdiğin değeri ölç önce, sen kendi gözünde ne kadar değerlisin? Değerli olmayı hak ettiğini düşünüyor musun? Kendine hangi konularda yalan söylediğini, hangi gerçeklerinden kaçmaya çalıştığını görmeye anlamaya çalış lütfen. Para ise sorunun, parayı düşün ve ona hangi anlamları yüklediğini bul, zenginlik ne demek senin için, paralı, çok para sahibi olmak ne demek? Çok para kazanmayı kendine hak görüyor musun? Şefkat ise aradığın, kendine ne kadar şefkatli davranıyorsun? Düşünsene,  nefret, nefret ile kin, kin ile yok edilir mi sence? İntikam olsa idi çaresi, bunca intikam peşinde koşan insan yine mutsuz dolaşır mıydı?
Ancak kendini iyice anladıktan sonra, bakmalısın etrafına. En yakınından en uzağına kadar ailem, sosyal çevrem dediğin herkesi içine alan o kocaman çemberi getir gözünün önüne. İnsanlara nasıl davrandığını, onlara nasıl seslendiğini gör. Dışardan ve içerden söylediğin cümlelerini işit, düşüncelerini duygularını yeniden hisset... En son kime içten bir gülücük attın? En son kimdi içten teşekkür ettiğin? En son kimden içten özrünü diledin?  Kime şefkatle yaklaştın? En son kimin derdini fil kulağınla dinledin, çare bulmaya çalıştın? Sence, sen vefalı biri misin? Yapılan iyilikleri görüyor, gerekeni gereğince yapıyor musun? Affedebiliyor musun? Olanı olduğu gibi kabul edip affedebiliyor musun? Kendini affedebiliyor musun?
Sen kime nasıl davranıyorsun aynı davranışları göreceğinden emin ol.
Elbette bu anlattığım yaşamdaki büyük derslerimizden biri sadece. Biri ama en önemlilerinden biri. Ve bu konu yoluna girdiğinde yaşamının farkedilir şekilde değişeceğini de bil. Bu değişim senin için muhteşem bir başlangıç olabilir. Muhteşem başlangıcını yapmak üzere önce kendine olan sevgini, saygını, şefkatini düşünmeye ne dersin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GİTME Bİ YERE Tanıştığımızda yazın ilk ayıydı. Küçük bir odada kalorifer peteğinin önünde masmavi bakıyordun bana.         ...