HADİ Bİ GÜLSENE
Sektörde kurumsallığı ile ünlü bir yerde çalışan
arkadaşımdan dinlediklerim ilginçti. Kendisi de yönetici pozisyonda olan
arkadaşıma, bir üst yöneticisi çok güldüğünü, gülmemesi gerektiğini çünkü
işlerinin ciddiyet isteyen bir iş olduğunu söyleyerek, davranışlarına dikkat
etmesini istemiş.
Doğrusunu istersen konunun nereden çıktığı ve ne olduğu hiç
çekmedi ilgimi. Benim burada merak ettiğim, ciddiyetin asık suratın çok matah
birşeymiş gibi sunulması... ve gülmenin gülümsemenin günah keçisi yapılması,
hafiflik sayılması...
Umberto Eco’nun “Gül’ün Adı”’nı izlemiş ya da okumuş muydun?
Zamanının ünlü manastırında, rahipler ölür peşpeşe, neden öldürüldüklerini bulmak
için de, bir yaşlı bir tıfıl olmak üzere iki rahip gelir olay yerine. Olanlar,
onları daha doğrusu yaşlı deneyimli ve zeki rahibi bir kitaba götürür. Kitabın
sayfaları zehirlidir, gizli kitaba ulaşabilen merak edip okuyan, sayfalara
dokunan rahipler peşpeşe ölmüştür. Manastırın en yaşlı ve sözü dinlenen aksi,
bağnaz rahibi ile bizim dedektif rahip arasında ilginç bir diyalog geçer
- Neden bu kitabı böylesine saklıyorsun?
-
Din, mizah ile gülmek ile açıklanamaz. İnsanlar
bunu okursa dinden vazgeçer.
-
Gülmek neden bu kadar kötü olsun? İnsanlar mutlu
olarak da inançlı olabilir.
-
Olamaz! İnanç korku gerektirir, korku olursa
şeytan olur, şeytan olursa Tanrı’ya ihtiyaç olur. Gülen insan korkmaz, korku
olmazsa inanç da olmaz. Din için inanç, inanç içinse korku şarttır. İşte bu
yüzden bu kitap yok edilmeli!
Tarih boyunca gülmek sadece dinde değil yaşamın hemen her
alanında ayıp sayılmış, hafiflik diye görülmüş, insanoğluna da öyle öğretilmiş.
Bizim eski Türk filmelerindeki kötü kadın karakterlerinin şuh kahkahalarını
hatırlasana. Bir tane hanımefendi başrol oyuncusunu öyle kahkaha atarken
duyamazsın, duyacak gibi olsan da narin eliyle kapatır açılmış ağzını. Eski
Türk filmi diyorum ya değişmemişiz de pek. Baksana sene olmuş 2015 gülme diyor
patron.
Peki Ülkemizde hiç kahkaha atan politikacı gördün mü? Şarkı
söyleyen, zıplayarak yürüyen? Deli derler adama değil mi? Oysa İngiltere’nin
efsanevi prensesi niye o kadar çok sevilmişti hatırlıyor musun? Bazen mahzun
bazen de muzip gülümsemesi ile. Gelini de onun yolundan gidiyor ve İngiltere
halkı onu da çok seviyor. Eskinin temsilcisi Kraliçe ise mesafeli ve soğuk.
Bence insanlar artık yeni zamanda, asık suratla bezenmiş ciddiyet görmek
istemiyor. Dudakların aşağıya doğru değil yukarı kıvrılmış hali daha makbul.
Gülmenin gülümsemenin, bir çok olumsuzluğun panzehiri
olduğunu da düşünüyorum ve insan doğasına çok iyi geldiğini. Gülmenin
iyileştirdiğini, tedavi ettiğini, gençleştirdiğini düşünüyorum. Kanser
hastalarına neden sürekli aman mutlu ol deniyor? Patronun dediği gibi matah
birşey olsa idi ciddiyet, tüm kanser hastaları öncelikle ciddiyete davet
edilirdi sanırım.
Umbero Eco, gülmeyi inancın karşıtı olarak ifade etmiş. Ben ise
gülmeyi yaşamın kaynaklarından biri olarak görüyorum. Yaşamın temel taşlarından
biri mutlu olmak, mutlu olan yerde de gülmeler olur, kahkahalar patlar. Ve bunun
ciddiyetle hiç ilgisi yoktur. Gülümserken de ciddi olabilirsin illa ciddi
olacağım diye tutturduysan. Gülümsemek sıcaklıktır, içtenliktir. Gülen gözlerin
ışıltısını başka hiç birşeyde göremezsin. Ve gülmek bulaşıcıdır. Sen
güldüğünde, karşındaki de gülmeye başlar, mutluluk artar.
Ha gülelim gülümseyelim derken, mahallenin delisi gibi her
önüne gelene otuziki diş göster demiyorum elbet. İçinden geliyorsa gül demek
istediğim. Sabah bindiğin taksinin şoförüne gülümseyerek günaydın de mesela,
bakkalın çırağına gülümseyerek nasılsın de olmaz mı? İş yerinde birlikte
çalıştığın insanlara da gülümsemekten daha doğal ne olabilir? Yaşamının parçası
olmuş bu insanlara sıcak bir gülümseme belki de o an birine çok iyi gelecek
nereden biliyorsun? En ciddi toplantılarda ufak bir espirinin kime ne zararı
olur? Ciddi, büyük adam rollerine girmenin alemi var mı? Çok olmak istiyorsan
ol da, gül yine de ara ara. İnan bana o çok ciddiye aldığın toplantılar çok
daha verimli geçecektir çünkü gülmenin olduğu yerde mutluluk hormonu vardır.
Mutluluk hormonunun olduğu yerde sağlık vardır. Sağlıklı insan daha net düşünür
daha çözüm odaklı olur.
Nasıl ki Dinin kaynağı korku değilse, ciddiyetin kaynağı da
asık surat değil velhasıl.
Hadi bi gülsene J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder