NEFES
Doğduğunda aldığın ilk nefes ile merhaba dedin Dünya’ya. O
soluk ve günde ortalama 22.000 kez alıp verdiğin nefes senin en yaşamsal
fonksiyonun. Susuz dayanabilirsin, aç kalabilirsin, evsiz yaşayabilirsin,
aşksız olabilirsin ama nefessiz sadece bir kaç dakika varlığını
sürdürebilirsin.
Peki böylesine önemli ise nefes, kendi nefesini nasıl alıp
verdiğini hiç dikkatlice inceledin mi? Öfkelendiğinde nefesin sıklaşıyor mu? Ya
koktuğunda? Peki ya mutluluktan bayılacak gibi olduğunda? Ağladığında, üzüldüğünde?
Gel en iyisi en baştan başlayalım...
Hepimiz doğduğumuzda doğru nefes alırız yani uzun, derin ve
sağlıklı nefesler alıp veririz. Hem Akciğer nefesini hem de diyafram nefesini
mükemmel alıyorduk doğduğumuzda. Bebeklere baktığında düzenli bir şekilde
göbeklerinin inip kalktığını görürsün. Yetişkinlere baktığında ise omuzların
kalkıp indiğini görürsün çoklukla. Doğru nefesle doğan bizlerin, korkuyla
tanıştıkça nefes düzeni bozulur. Ve korkular arttıkça, korkular büyüdükçe nefes
her geçen gün daha kısa daha sığ yani sağlıksız olur.
Bu öyle bir döngü ki tüm yaşam kalitemizi etkiler. Doğru
nefes alamadıkça, hücrelere yeterince oksijen gitmez, oksijen ile beslenemeyen
hücrelerin savaşma gücü azalır, bağışıklık sistemi zayıflar. Çabuk yorulursun. Kanserli
hücrelerin bir tek oksijeni bol ortamlarda yaşayamadığını biliyor musun?
Duygusal yaşamda da nefes çok önemlidir. Ben sakin bir
insanım deyip sık ve sığ nefesler alıp veriyor isen sürekli bir stresin ve
anksiyeten var demektir.
Diyafram nefesi kullanarak gözlük bırakan insanların
olduğunu söylesem? Hani deriz ya beynimizin yüzde onunu kullanıyoruz diye nefes
kapasitemizin de en fazla yüzde yirmi veya otuzunu kullanıyoruz. Hatta yine yapılan
araştırmalar, doğru nefes çalışması ile birlikte IQ nun yüzde yirmiye kadar
arttırılabileceğini söylüyor. Yani doğru nefes ile beyin hücreleri daha aktif
hale getirilebiliyor, inanılmaz değil mi? Zaten aldığın her nefesin ortalama
%25 ini beynin kullanıyor. Hatta su altında nefes tutma egzersizleri yapanlar,
beyne giden damarların genişlediğini ve bunun konsantrasyonu arttırdığını
görmüşler.
Geçmişten günümüze bütün inanç sistemlerinde nefesin önemi
belirtilir.Çünkü nefes çalışması ile enerjik halden dingin hale geçmek veya
tersi mümkündür.
Başka bir istatistik vereyim sana, Dünya Sağlık Örgütü
erkeklerin dakikada 14 kadınların ise dakikada 12 nefes almasını sağlıklı
buluyor. Dünya ortalamasında ise bu sayı 17. Şimdi kendine küçük bir test yap,
al eline saati ve her zaman ki düzeninde bir dakika boyunca alıp verdiğin
nefesi say. Her alıp verdiğin nefesi 1 olarak say. Bir dakikanın sonunda,
aldığın nefes 14 veya 15 in üstü ise kendine ait ilgilenmen gereken bir konun
oldu demektir.
Eğer ortalamanın üstünde isek ne yapmalıyız? Yine
bebeklerden devam edelim; bebekler daha az sayıda ve daha kaliteli nefes alıp
verirken, biz neden daha çok sayıda ve daha kalitesiz nefes alıp veriyoruz? En
büyük sebebi yukarıda da söylediğim gibi korkudur. Korktuğumuz her an bizleri
bloke eder. Duygusal anlamda ne kadar sağlıklı olduğumuzu da nefes alış
verişimizden anlayabiliriz.
Nefes derinliği de çok önemlidir. Çoğumuz sığ nefesler
alırız. Peki derinlemesine geniş kapasiteli nefes nasıl alınır? Diyafram
yardımı ile. Diyafram ciğer böbrek dalak gibi bir organ değildir. Diyafram bir
kastır. Göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran kastır, zaten bunun için diğer
adı da karın kasıdır. Akciğerler diyafram kası kullanıldığında en yüksek
seviyesine çıkar ki bu da 2500-3000 cc ye tekabül eder. Sadece üst lobu kullandığımızda ise bu miktar
500-750 cc dir.
O halde öncelikle diyafram kasını güçlendirmeliyiz. Nasıl ki
koşarak bacak kaslarımızı, ağırlıkla kol kaslarımızı güçlendiriyoruz, çalışarak
diyaframı da güçlendirebiliriz. Bunun için her gün kendine 10 dakika kadar
ayırman yeterlidir, hatta başta 5 dakika bile olur. Karın kasını şişirerek ağır
nefes alıp yine ağır bir şekilde vermek. Evet tüm yapacağın şey bu. Burundan
ağır ağır diyaframının yardımıyla derin nefesler alıp ağır ağır yine burundan o
nefesi vermek. Unutma, nefes daima burundan alınır ve burundan verilir. Ağızdan
nefes alıp vermek seni enfeksiyonlara açık hale getirir.
Bir ay sonra tekrar ölç nefesini yine 14 ün üstü çıkacak mı
bak bakalım. O bir ayda hayata bakışında, duygusal farkındalığında nelerin
değiştiğini görmeye çalış. Sen de neler değişti, yaşamında olanların sana karşı
olan davranışlarında neler değişti, bunları yakalamaya odaklan.
Ben eminim ki çok şeyin farklılaştığını göreceksin sadece
5-10 dakika ile sadece bir ayda. Kendine emek vermeden, kendine yatırım
yapmadan olmuyor gördüğün üzere.
Hadi şu andan itibaren daha hem fiziksel hem duygusal yönden,
daha sağlıklı bir yaşama merhaba demeye ne dersin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder