6 Eylül 2014 Cumartesi



MERHABA


Herşey bilinmeyen dilde bir merhaba ile başladı. Ve doğrusunu istersen güzel bir seslenişti.

Hangi dilde olursa olsun güzel bir kelimedir merhaba, anlamasan bile karşındakinin hangi dilde söylediğini, beden dilinden gözlerinden anlarsın merhaba dediğini, sohbete başlangıçtır, hayatına giriş iznidir. Kapıyı açar mısın der yarı çekingen yarı cesur merhabasıyla. Çekingendir çünkü seslenişine ne karşılık alacağını bilmez, cesurdur çünkü ilk selamı verme yürekliliğini göstermiştir.

İşte bu yüzden hiç tanımadığım kişilerden gelen ilk merhabaya hep gülümseyerek karşılık vermişimdir.

İlk kez böylesi bir durumla karşılaştığım nerdeyse yirmi yıl öncesi. İşte o günden bugüne “bir cin çıksa lambadan ve bana tek dilek hakkın var” dese ne derim diye düşünmüyoum. Çünkü o tek dilek hakkımın ne olduğunu çok iyi biliyorum. Yirmi yıldan beri Dünyada var olan tüm dilleri konuşabilmek tek hakkım olurdu. Tüm dilleri... Düşünsene ne muhteşem bir şey olurdu, nereye gidersen git anlatacakların ve dinleyeceklerin arasında hiç boşluk yok, rahatça kendini ifade edebilmenin, ifade edeni anlayabilmenin dayanılmaz hafifliğini dibine kadar yaşayacaksın.

Kendi kocaman sandığım ve aslında küçücük olan alanımdan dışarıya her çıktığımda, gezegen üzerinde ne kadar küçük bir nokta olduğumu daha iyi anlıyorum. Her seferinde üstelik, hiç sekmeden her seferinde. Misal gökyüzüne bakıyorum hem aynı hem farklı, suyunu içiyorum sanki hep içiyormuşum gibi tanıdık diğer yandan ilk kez karşılaşıyormuşum gibi yabancı bir tat... Oysa su, gökyüzü, toprak, hava Dünya’ya dair değil mi? Peki ya Dünya dediğin? Yaşadığım yerden baktığımda küçücük, keşfe çıktığımda sonsuz gelen Dünya?
Kendi ülkemde, neredeyse tamamını görmüşken, bir çok şehrinde yaşamışken, toprağıma dair konuşacaklarım anlatacaklarım var iken, hala görülmemiş yerlerini keşfetmek de daha kolay oralarda yaşayanlarla iletişim kurmak da...

Peki ya dilini, şehrini, yaşayışını bilmediğin, sadece kitaplardan öğrendiğin kültürlerine ilişkin o toprakların insanları ile iletişim kurmak?


Ve ben “tek dilek hakkım sevgili cin tüm dilleri konuşabilmek” noktasında iken herşey bilinmeyen dilde duyduğum bir merhaba ile başladı ve doğrusunu istersen güzel bir seslenişti.

GİTME Bİ YERE Tanıştığımızda yazın ilk ayıydı. Küçük bir odada kalorifer peteğinin önünde masmavi bakıyordun bana.         ...